Başlığı görüp de paranın gücü nerede yok ki eğitimde de olmasın diyenleriniz çıkabilir. Çok haklılar. Olmasına da karşı değiliz. Ama eğitim, yargı, hekimlik gibi bazı alanlar var ki öncelik parada olmamalı. Fırsat eşitliği ayaklar altına alınmamalı. Ama bu, kesinlikle paralı eğitime karşıyız anlamına da gelmemeli. Tam aksine, özel öğretim kurumlarının sayısı çok daha fazla artırılmalı ki devletin sırtındaki yük azalsın. Ayrıca, paralı eğitim kurumlarına da, her ne kadar içlerinde öyle olanlar bulunsa da, denize nazır, diploma hazır mantığıyla bakılmamalıdır. Çok iyi biliyoruz ki hem ülkemizin hem de dünyanın en iyi öğretim kurumlarından pek çoğu paralı olanlardır.
İşte bu noktada asıl irdelenmesi gereken konu, paralı eğitim ya da paranın eğitimdeki gücü değil, elde edilen sonuçtur. Eğer paranın gücü, daha fazla öğrenciye öğrenim olanağı sağlıyorsa bunu alkışlamak gerekir. Ama eğer, kalite erozyonu yaratıyorsa bunu sorgulamak da hepimizin görevi olmalıdır...
Avantaj mı, yoksa?..
Vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasındaki puan farklılıkları milyonlarca genci isyan ettiriyor.
Örneğin birkaç puan daha alsa İstanbul’daki parasız devlet tıp fakültelerinden birine girebilecek bir öğrencinin, kendisinden 100 puan daha düşük bir puanı olan arkadaşının, vakıf tıp fakültelerinden birine girdiğini duyduğu andaki ruh halini düşünün!..
Bu durum, öğrencileri olduğu kadar anne babaları da kahrediyor. Keşke paramız olsaydı da çocuklarımıza biz de bu olanağı sunabilseydik ezikliği yaşatıyor...
Allah’tan vakıf üniversitelerinin cömertçe sundukları burslar var da bu tansiyon bir ölçüde azalıyor. Yoksa adaletsizlik çok daha üst noktalara gelebilirdi...
Parası olan istediği yerde okuyamaz mı, elbette okuyabilir.
Vakıf üniversitelerinin sayısı daha fazla artırılamaz mı, elbette artırılmalıdır.
Üniversite kontenjanları çok daha fazla yükseltilse iyi olmaz mı, elbette daha iyi olabilir.
Daha fazla öğrenim kurumu açmanın ve daha fazla gencin, daha fazla eğitim almasının ne zararı olabilir ki? Ama bu noktada önemli olan, kamuyu ilgilendiren alanlarda örneğin tıp, hukuk, eğitim, mühendislik gibi alanlarda, bu görevi ifa edecek olanların, vakıf, devlet gözetmeksizin tüm üniversite mezunlarının, yeterlilik sınavına alınmaları gerekir. Hem de her 5 yılda bir yenilenmesi koşuluyla.
İşte o zaman hem yaşam kalitemiz yükselir hem de yargı, eğitim, mühendislik, siyaset, çok daha az tartışmalı hale gelir...
Kaynak: Milliyet